ödünç vermek

"ödünç vermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	ödünç vermek	lend f.
Jacob is going to lend me his video camera. Jacob bana video kamerasını ödünç verecek. More Sentences
General
2	Genel	ödünç vermek	lend f.
I can't lend you this book. Sana bu kitabı ödünç veremem. More Sentences
3	Genel	ödünç vermek	loan f.
The museum loaned a couple of artifacts to our exhibition. Müze sergimiz için birkaç eser ödünç verdi. More Sentences
4	Genel	ödünç vermek	loan f.
Tom might be able to loan us the money we need. Tom bize ihtiyacımız olan parayı ödünç verebilir. More Sentences
Trade/Economic
5	Ticaret/Ekonomi	ödünç vermek	loan f.
I wish I hadn't loaned Tom my car. Keşke Tom'a arabamı ödünç vermeseydim. More Sentences
6	Ticaret/Ekonomi	ödünç vermek	lend f.
When you've finished reading that book, could you lend it to me? Bu kitabı okuman bitince bana ödünç verir misin? More Sentences
General
7	Genel	ödünç vermek	put out to loan f.
8	Genel	ödünç vermek	make a loan f.
9	Genel	ödünç vermek	grant a loan f.
10	Genel	ödünç vermek	borrow [dialect] f.
11	Genel	ödünç vermek	oblige f.
12	Genel	ödünç vermek	prest [obsolete] f.
Phrasals
13	Öbek Fiiller	ödünç vermek	loan out f.
14	Öbek Fiiller	ödünç vermek	lend out f.
Archaic
15	Eski Kullanım	ödünç vermek	imprest f.
Slang
16	Argo	ödünç vermek	spot f.

"ödünç vermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	kitap ödünç vermek	lend a book f.
She lent a book to Tom. Tom'a bir kitap ödünç verdi. More Sentences
2	Genel	ödünç para vermek	loan f.
Tom says he'd be willing to loan us some money. Tom bize biraz ödünç para vermeye istekli olacağını söylüyor. More Sentences
3	Genel	özellikle faiz karşılığında ödünç para vermek	loan f.
4	Genel	tekrar ödünç vermek	relend f.
5	Genel	birine bir şeyi ödünç vermek	lend something to someone f.
6	Genel	birine bir şeyi ödünç vermek	lend something out to someone f.
7	Genel	yeniden ödünç para vermek	reloan f.
Phrasals
8	Öbek Fiiller	ödünç alındığı gibi geri vermek	bring back f.
9	Öbek Fiiller	borç/ödünç vermek	loan something to someone f.
10	Öbek Fiiller	birine bir şeyi emanet/ödünç vermek	entrust someone with someone or something f.
11	Öbek Fiiller	(birine bir şey) ödünç vermek	stake (one) to (something) f.
12	Öbek Fiiller	birine bir şey ödünç vermek	stake someone to something f.
13	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine) ödünç vermek	loan (something) out (to one) f.
14	Öbek Fiiller	(birine bir şeyi) ödünç vermek	lend (something) out (to one) f.
15	Öbek Fiiller	(birine bir şeyi) ödünç vermek	lend (something) to (one) f.
16	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine) ödünç vermek	loan (something) to (one) [us] f.
17	Öbek Fiiller	-e ödünç vermek	loan to f.
18	Öbek Fiiller	-e ödünç/hediye vermek	stake to f.
Colloquial
19	Konuşma Dili	(birine bir miktar para) ödünç vermek	spot (one) (some amount of money) f.
20	Konuşma Dili	birine ödünç bir şey vermek	spot someone  (something) f.
21	Konuşma Dili	birine (bir şey) ödünç vermek	spot someone (something) f.
22	Konuşma Dili	(birine bir şeyi) ödünç vermek	lend (one) (something) f.
Military
23	Askeri	(personeli) başka birliğe ödünç vermek	second [uk] f.
Librarianship
24	Kütüphanecilik	(kütüphane) diğer kütüphanelere materyal ödünç vermek	interlend f.